Sıfır Atık Nedir? Çevre ve Ekonomi İçin Önemi

Son yıllarda sıfır atık kavramını daha sık duyuyorlar ve bu konu önümüzdeki yıllarda daha fazla gündeme gelecek. Sıfır atık, mümkün olduğunca az atık üretmeyi, oluşan atıkları kaynağında ayrı toplamayı ve geri dönüşüm süreçlerine dahil etmeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu nedenle, sadece çevreyi değil, ekonomiyi ve toplumu da olumlu yönde etkiler.

Sıfır Atık Neden Önemlidir?

Sıfır atık, israfı önleyerek kaynakları daha verimli kullanmalarını sağlar. Atıkların oluşum nedenlerini gözden geçirerek gereksiz tüketimi azaltırlar. Ancak, tamamen atık üretimini durdurmak mümkün değildir. Bu nedenle, ortaya çıkan atıkları kaynağında ayrıştırarak geri dönüştürmeliler. Böylece hem doğal kaynakları korurlar hem de çevreye verilen zararı en aza indirirler.

Plastik Kullanımını Azaltmak Gerekli mi?

Küçük adımlar büyük değişimlere yol açabilir. Bu yüzden plastik kullanımını azaltarak sıfır atık hareketine destek verebilirler. Mesela, bir plastik poşetin doğada çözünmesi 100 yıl sürer. Şu anda denizlerde 150 milyon ton plastik atık bulunuyor. Ayrıca, Ocean Conservancy örgütüne göre 10 yıl içinde bu miktar 250 milyon tona ulaşabilir. Eğer bu hızla devam ederlerse, 2050’de denizlerde balıktan daha fazla plastik olacak.

Bu nedenle, tek kullanımlık plastik tabak, çatal ve bardak gibi ürünlerin tüketimini azaltmaları önemlidir. Sadece yanlarında cam şişe taşıyarak bile plastik tüketimini düşürebilirler. Böylece, doğaya verilen zarar azalır.

Gıda İsrafını Azaltmak İçin Neler Yapabilirler?

Her yıl dünya genelinde 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor. Bu miktar, üretilen toplam gıdanın yaklaşık üçte biri demek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de her yıl 1,7 milyar ekmek ve 18 milyon ton meyve-sebze çöpe gidiyor.

Dünya, herkesi besleyebilecek kadar gıda üretiyor. Ancak, yine de her dokuz kişiden biri açlık çekiyor. 2020 Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu (SOFI) Raporu, 2019 yılında dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin yeterli besine ulaşamadığını ortaya koydu. Günümüzde yaklaşık 690 milyon insan açlıkla mücadele ediyor. Eğer bu durum değişmezse, 2030’da bu sayı 840 milyonu aşabilir. Kovid-19 pandemisi ise 130 milyon insanın daha açlık sınırına yaklaşmasına neden oldu.

Gıda Kaybı En Çok Nerede Yaşanıyor?

Türkiye’de gıda kaybının en büyük kısmı üretim aşamasında yaşanıyor. Hasattan sonra işleme, depolama, paketleme ve dağıtım süreçlerinde ciddi kayıplar meydana geliyor.

Tüketici tarafında ise bilinçsiz alışveriş israfı artırıyor. Mesela, indirim ve kampanyalar nedeniyle ihtiyacın üzerinde alışveriş yapıyorlar. Ayrıca, gereksiz tüketimi teşvik eden reklamlar da bu durumu destekliyor. Bunun yanı sıra, etiket okumamak, yanlış saklama yöntemleri kullanmak ve son kullanma tarihlerini dikkate almamak gıda kaybını büyütüyor. Yemek hazırlarken ve pişirme sırasında oluşan kayıpları da göz ardı etmemeliler.

Sonuç olarak; sıfır atık hareketi, çevreyi korurken ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik açısından da büyük faydalar sağlar. Plastik kullanımını azaltarak, gıda israfını önleyerek ve geri dönüşüme önem vererek büyük bir fark yaratabilirler. Sonuç olarak, her birey küçük değişiklikler yaparak dünyayı daha yaşanabilir hale getirebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu alan gereklidir.

Bu alan gereklidir.